Sosyolojik ve siyasi metinlerin ilk ve en önemli örneklerinden kabul edilen Amerika’da Demokrasinin yazarı, diplomat, siyaset bilimci¬si ve tarihçi Alexis de Tocqueville’in, dostu ve meslektaşı Gustave de Beaumont’la birlikte 1831’de gerçekleştirdiği seyahatten kesitler sunan Amerika Yabanında, Birleşik Devletlerin kolonizasyon sü¬recine ve vahşi doğasına dair izlenimlerden oluşuyor. Tocqueville, öncelikli hedefi zenginleşmek olan, aşın bireyselleşmiş öncü yerle¬şimcilerin oluşturduğu bu yeni toplumdan yola çıkarak, bugünün büyük ekonomik gücü, “özgür dünya" Amerika'nın köklerine dair objektif ve çarpıcı bir bakış açısı sunuyor.
Tocqueville’in güncesi bir yandan da, bu geniş toprakların vahşi do¬ğasının güzelliğinin ve eski sahiplerinin yok edilişine dair bir ağıt. Çevreyle ilişkimizin yıkıcılığının endişe veren bir boyuta ulaştığı günümüzde, doğanın kırılganlığı ve insanın çevresini değiştirme gücü üzerine düşündüren, zamansız bir eser.
“Tocqueville gözlemcidir, yerinde duramaz, yalnızca teorik değil, aynı zamanda pragmatiktir de, Amerika’ya özgü olan ve Fransız olmayan her şeyle ilgilenen, dilindeki özgürlük aşkına uygun yaşayan biridir o. Farklılığın erbabıdır. Süssüz entelektüel cazibesi, dar kafalı olmayışın¬dan kaynaklanır. Diğer bazı Avrupalı ziyaretçilerin {Charles Dickens, Fanny Trollope, daha yakınlarda Jean Baudrillard ve Bemard-Henri Levy ilk akla gelenler) aksine, o yargısını affedilebilir olanlara değil, ölümcül Amerikan günahlarına saklar. ”
JAMES WOOD