Yaşamın özlenen o eski sıcaklığı kasabalarda eskiden olduğu gibi sürer. Kasabada mahalle, her hanenin bir odasını oluşturduğu büyük bir ev gibidir. Oralardaki yaşamın pek gizlisi saklısı olmaz. Herkes birbirinin girdisini çıktısını bilir. Ama nereye kadar? O herkes içinde kimin yaşamı, bir başkasınınkiyle aynıdır ki? Yaşamları kimi noktalarda kesişse de her ev değil, her kişi ayrı bir dünya değil midir aslında?
Bunlar kasaba öyküleri... Kasabanın öykülere yansıyan özelliğini her öykülere yansıyan özelliğini her yeniden keşfedeceksiniz.
Geçerken bikinisinin herhangi bir noktasına takılan bakışları, bir çengele geçirmiş gibi arkasından sürükleyerek götürüyor. Eğer bakışların her biri birer misina olsa birbirine dolanmadan, karışmadan ona ulaşacak; o da ardı sıra, zokayı yutmuş bir balık ordusunu sürükleyerek çekip götürecek. Geçtiği çizgi üzerindeki bütün başları kendine çevirte çevirte ilerliyor. Otelin merdivenlerine yöneliyor ve arkasından sürüklediği, giderek ağırlaşan bakış yükü yüzünden her bir adımda salınarak çıkıyor merdivenleri. Buraları hiç yadırgamayan, alışık adımlarından anlıyoruz ki dışarıdan gelip plajdan yararlananlardan değil, bu beş yıldızlı otelin esaslı müşterilerinden biri o...