"AÅŸkın o zamanki tanımı neydi sizin için?"
"Ä°nsan gençken aÅŸkın tanımını yapmayı düÅŸünmüyor ki, yaşıyor sadece ve biraz aptalca. AÅŸkın tanımını yapmak için onu birkaç kez yaÅŸamak, yaşın da kırka gelmesi gerekiyor galiba. Gençken derin sandığın duygular aslında epeyce yüzeysel. Olanakların sınırsız, vaktin sonsuz sanıyorsun. Daha doÄŸrusu pek düÅŸünmüyorsun, hayatın bir sürü son içerdiÄŸini aklına getirmiyorsun.
"Gene de, o zaman bilincinde deÄŸildim tabii, ilerki yıllarda yaptığım analizler sonucu anladım ki, aÅŸk benim için her zaman mutluluktan çok mutsuzluÄŸu içermiÅŸ. En mutlu olduÄŸumu sandığım anlarda hep mutsuzluÄŸu beklemiÅŸim. Son diye bir ÅŸeyi aklıma getirmediÄŸim zaman bile bilinçaltımda bir yerde hazırlanıyormuÅŸum sona. Bitmeyen aÅŸk yok yani, ama bunu sonra konuÅŸuruz."