“Ferrante’deki öfkeli, şiddetli sesin benzeri yok.”
JANET MASKIN, THE NEW YORK TIMES
“Çünkü annem beni ölçüsüz, gerçeksiz, yalan sözler
oyununu yalnız başıma oynamaya terk etmişti.”
Orta yaşının hassas bir döneminde annesinin ölüm haberini alan Delia, ailesiyle ilgili sarsıcı gerçeklerle yüzleşmeye zorlanarak doğup büyüdüğü şehre, Napoli’nin boğucu, karmaşık sokaklarına geri döner. Ancak geçmişi gün yüzüne çıkarmak, annesinin ölümüne neden olan gizemli olaylara anlam vermek için kazmayı çok derine vurmalıdır.
Kimliği belirsiz kişilerden gelen telefonlar, notlar, imzasız mektuplar
gibi ipuçlarından yola çıkan Delia, annesi Amelia’yı ölüme
götüren son günleri yeniden kurgular. Bu çabanın sonucunda
keşfedeceği şey ise, annesinin hiç de bildiği gibi biri olmadığıdır...
Belalı Aşk gerçekleri bilmek ve geçmişi sarmalayan yalanlarla, tutkular ve anılarla örülü düğümü çözmek için, –belki bir
yerde de her şeye karşın “yeniden başlamak” için– köklerine
dönmeyi göze alan bir kadının hikâyesini anlatıyor…
“Napoli Romanları” ile adını tüm dünyada duyuran
Elena Ferrante’den, anne-kız ilişkisinin derin açmazları
ve erkek egemen bir toplumdaki aile kurumunun içyüzü
üzerine kısa ama çarpıcı bir gece müziği…
“Bu romanı bir oturuşta bitirdim; en fazla bir yüzücü gibi,
çabucak nefes alma izni veriyordum kendime.”
ALICE SEBOLD,
LOVELY BONES’UN YAZARI