Abdülhak Şinasi Hisar’ın “hikâye” dediği romanları, insanın iç dünyasının izini süren, ruhunun derinliklerinde seyreden üslubuyla 20. yüzyıl klasiklerimizdendir. Hisar, özgün diliyle karakterlerini ve hayatlarını inşa ederken onlara hem çok yakın hem çok mesafelidir. Romanlarını vakaların değil karakterlerin etrafında kurgulayan Hisar, zaman ve mekânı geçmişseverlikten ziyade hafızanın temel taşları olarak kullanır.
Abdülhak Şinasi Hisar, ikinci romanı Çamlıca’daki Eniştemiz’de, Fahim Bey ve Biz’de de adı geçen “deli enişte”yi, incelikli bir zaman çizgisinde hikâye ederken, okurlara Don Kişot’la akraba bir karakter sunar. Bu akrabalık Vamık Bey’i gündelik hayatta çevresindeki insanlardan ayrı tutar. Abdülhak Şinasi Hisar’ın dil kullanımındaki ustalığı ve karakterleri derinleştirmekteki başarısıyla Çamlıca’daki Eniştemiz, edebiyatımızdaki zamansızlığının içinde yolculuğuna devam ediyor.