Virginia Woolf’un 1931 yılında basılmış en deneysel romanı Dalgalar, modernist yazının bilinç akışı tekniğiyle, şiirle düzyazı arasındaki sınırda geziniyor. Woolf’un en cesur ve yenilikçi eserleri arasında sayılan roman, üç erkek ve üç kadın karakterin etrafında yaşam, dostluk, gençlik ve ihtiyarlık, umut ve korku, aşk ve nefret sorgulamalarıyla ilerliyor. Apayrı karakterlere sahip altı sesten dinlediğimiz geçmişe ve bugüne dair anlar ve anılar, tıpkı bir okyanusun yüseklip alçalan dalgaları gibi okuyucunun algısıyla oynuyor. Monologlarla akan metin, her bir karakterin zihinsel ve ruhsal dünyasına pencereler açarken aynı zamanda sessiz bir ortak bilinç yaratıyor. Yazarının “oyunşiir” olarak tanımladığı bu yapıt, bir şiirin dalgaları anımsatan ritmi ve bir oyunun değişken sahneleriyle okurunu zaman ve mekânlar arasında gezdiriyor.