“Siz de ölmüşlerinizin ruhuna arada sırada bir iki dua yollayın ayol.”
Gencecik yaşında yaşamdan vazgeçen Firuzan, arafta bekleşen tüm ruhlar arasında kendini anlatacak kadınları seçiyor, sözü onlara veriyor. Böylece büyük büyük ninesi Umay’dan başlayarak kendi kızına kadar yaşananları kapsayan, bu coğrafyaya yayılmış bireysel ve toplumsal felaketlere dokunan bir anlatı örüyor. Kuşaklar arasında aktıkça değişen bakışıyla erkeklerin kalem oynattığı tarih hikâyesine başkaldıran bir küçük destan Firuzan. Mizahi, renkli ve sürprizli bir üslupla aktarılan hikâye, üç asır süren dört kuşaklık bir yolculuğa davet ediyor.
Ölüler Kıraathanesi ile Vedat Türkali İlk Roman Ödülü’nü kazanan yazar Fatih Gezer, dördüncü kitabına müzisyen kimliğini de ekleyip satır aralarını Firuzan’a özel bestelediği ve seslendirdiği şarkılarla destekliyor. Kendine hayrı olmayan bir şifacıydı Hacı Anne. Bilmem ne otlarını harmanlayıp bir deva bulamadı da, vakti zamanında yaralarını iyileştirmeye gayret ederken bulduğu bir ilacı sundu ikimize: Unutmak. Örttük üstünü. Zamana teslim ettik derdimizi.