Herkesin ortasında inanılmaz bir erkeklik sınavından geçeceği gerdek gecesinin korkusuyla ter döken genç bir erkeğin şiddetli anne korkusu, daha önce hiç görmediği geline karşı nefrete dönüşüyor. Karşı cinsle dostluk ilişkisi kurmaktan bile bihaber orta yaşlı bir adam, sahip olmak istediği kadına yaklaşmanın tek yolunun giysilerini çıkarıp
anadan doğma onun karşısında dikilmek olduğunu sanıyor... Her gün olduğu gibi alışverişe giden küçük hizmetçi kız, birdenbire sadece bir şişe meyveli gazozun geçirebileceği, görülmemiş bir susuzluk nöbetine yakalanıp, arzusu uğruna cehennem ateşlerine
başkaldırıyor. Kimsenin ne olduğunu açıklamadığı "o korkunç şey"in başına geleceğini hisseden çocuk kadın, dehşet içinde başına gelecekleri beklemeye koyuluyor...
Hayatı boyunca sonsuz sabır göstermesi halinde mekânının cennet olacağını hep dinleyen cefakâr eş, vaat edilen cennete kadar gidip kendi isteğiyle kapısından dönmeye karar veriyor, çünkü: Kadının Cennette Yeri Yok.
Cinsellik politikaları, bürokrasi, kürtaj, işkence, savaş gibi pek çok tabu konuyu tüm çıplaklığıyla ele alan Mısır'ın en önemli yazarlarından Neval el-Saadavi, otuz yıldır kadınların yoksulluğa, ayrımcılığa, baskıya ve şiddete karşı çıkışının hikâyesini yazıyor.