Kemal Varol külliyatının en yeni parçası Kara Sis, birbirlerine hikâyelerini anlatarak varlıklarını sürdüren mahkûmların mevcut zaman içinde ve zaman dışındaki yaÅŸamlarını konu ediniyor.
Mesut Hoca’nın anlatıcı gözüyle büyüyen ve perdeye yansıyan roman, yeni gelen mahkûmun, müebbet Barana’nın gizemli ve kendini açmayan mühürlü dudakları arasındaki sırra odaklanıyor. Günaşırı türlü bahanelerle dövülen Barana kimdir, ne suç iÅŸlemiÅŸtir, neden susmaktadır?
Bir kızıl saç telinin rüzgâra uyup geldiÄŸi, gelip de avluya, Barana’nın yanı başına durduÄŸu gün deÄŸiÅŸir her ÅŸey. TaÅŸkale Cezaevi’ne çöken kara sis dağılmaz deÄŸildir artık. Bir imgedir belki de Barana’yı yaÅŸatan...
Kara Sis, baÅŸkalarına anlatıldığında en acımasız suçların, gerçeklerin bile hikâyeye dönüÅŸtüÄŸü bir dünyayı resmediyor. Kemal Varol, ÅŸiddet ve piÅŸmanlıkların, onarılamaz hataların savruluÅŸlarıyla örülü bir avluya, erkeklerin avlusuna uzanıyor.
“... susanlara, konuÅŸmayanlara, içine atanlara, konuÅŸmaya takati kalmayanlara, sadece izleyenlere kulak vermeliydi dünya. Belki de bir tek susanların içinden geçenler doÄŸruydu.”