Üç köşesinden de seslendirilen bir aşk üçgeni, eskiyen ve eskimeyen sevgiler, darbe karanlığının izdüşümleri, Trabzon’un bilgeliği, İzmir’in sıcaklığı, sevecenliği, Ayvalık’ın gülen yüzü, vefası… Bir dil ustasından, ulusal (Yunus Nadi) ve uluslar arası (Borsi Grumen) ödüller kazanmış, ustalığın doruğunda öyküler…
Öykünün tadını bilenlere bir şölen daveti…
Salim, Ayvalık'ı, dışarıdan bakanların gördükleri gibi değerlendirmesinin olanaksız olduğunu düşündü. Yalnız deniz, tepedeki çamlar, az önceki zeytin ağaçları değildi Ayvalık onun için; yeni kazılan temellere girilerek oynanan saklambaç oyunuydu, ellerde kızarması beklenen kaya kınasıydı, akşamüstleri bir bez ovuşturulan ekmek ve peynir kırıklarından hazırlanmış kuşyemi kahvaltısıydı...