Nefesini hep yüreğimizde hissettiğimiz ama ne zaman uzanıp tutmaya çalışsak avuçlarımızda kar taneleri gibi eriyip yok olan mazi, usta anlatıcı Selim İleri'nin kaleminde yepyeni bir şekle bürünüyor.
Geçmiş Zaman Yazarı'nın şimdi Marcel Proust gibi çayına kurabiyeler batıracağı, kurabiyeleri batırır batırmaz Madeleine kurabiyelerinin Proust'ta yarattığı mucizeyi bir kez daha yaşayacağı, hemen hemen ölgünken, yavan, neşesiz günler geçirirken, yarının, öbür günün... sonraki günlerin de yavan, neşesiz .geçeceğini duyumsamışken ansızın dirileceği, vücudunda ve ruhunda bir iksir gibi "hayatî bir haz"zın dağılacağı, işte artık büyük halasının mı, başka bir akrabasının mı yanında geçirdiği yazları, güzleri usul usul anımsayacağı, uyurgezerin gezinişleriyle yine eski çalışma masasına koşacağı ve aralıksız yazacağı vehmedilmişti...
Mavi Kanatlarınla Yalnız Benim Olsaydın; "geçmiş, bir daha geri gelmeyecek zamanlar"ın naif dokusundan, titiz bir işçilikle inceden inceye işlenerek kurulmuş bir roman.