“Özgünlük deneyimdedir. Şeytan ayrıntıda gizli; şair de şeytanla karşılaşmaya en teşne insan. Öyleyse karşılaşmalıdır.”
Çağdaş Türk şiirinin hararetli tartışma ortamına, 2000'li yıllarda öne çıkan önemli konu başlıklarını özgün bir yaklaşımla inceleyerek dahil olan Ersun Çıplak, yakın geçmişten günümüze uzanan bir çizgide, yazarı şaire, yazıyı şiire dönüştüren nüansın izini sürüyor Minima Poetika'da: "Şiirin Sesi" ve "Şairin Gölgesi" başlıkları altında, hem şiirin hem de şairin kırmızı çizgilerini adımlayarak gelenekle deney, klasikle modern, teknikle sanat, ustayla çırak arasındaki paradoksal ilişkiden yükselen "gürültüyü" paradigma temelli bir tartışmaya dönüştürüyor.
"Temsil" ile "poz" arasında gidip gelirken geleneğin yankısıyla hesaplaşan, Garip'in hayaletiyle savaşan ve İkinci Yeni'yi eskitmeye çalışan "modern" şiirin yeni bin yılın başlarında dolandığı keskin köşeleri "geleneği de deneyi de fetiş haline getirmeyen" bir nesnellikle tartışmaya açan Çıplak, yepyeni sorularla çağdaş Türk şiirinin geleceğine el veriyor.