Beyrut’ta iç savaş tüm korkunçluğu ile sürmektedir, altı yaşındaki Niko evlerinin balkonundan her gün dışarıdaki dünyanın yıkılışına şahit olmaktadır. Patlayan bir bomba hamile annesini öldürdüğünde Niko’nun bu küçücük dünyası da son darbeyi almış olur. Babası Niko’yu da alarak ülkeyi terk etmeye karar vermiştir. Yeni bir yuva bulmak için çıktıkları bu göç yolculuğunda yeni ülkeler, yeni insanlar ve zorlu bir mücadele onları beklemektedir.
Kendisi de benzer bir yolculuğun sonunda Kanada’ya yerleşen Dimitri Nasrallah, yaşadıklarından ilham aldığı Niko’da göç gerçeğini sürükleyici, yalın ve etkileyici bir üslupla işliyor. Yıkıntılardan doğan yeni hayat, çıkılan zorlu yolculuklar, isteklerimizin hepsine sahip olmamıza izin vermeyen bir dünyada yanımıza aldıklarımız ve geride bıraktıklarımız: Hepsi, Nasrallah’ın bir solukta okunan bu epik öyküsünün kitap bittikten sonra bile zihninizde dönüp durmaya devam edecek satırları arasında.
“Nasrallah’ın birkaç sade çizgi sayesinde bir karakterin özünü ve hayattaki amacını resmedebildiği eşsiz bir tasvir yeteneği var. Yaşananların izlerini taşıyan uçsuz bucaksız manzaralar kendi uzak
ve ahenkli renkleriyle ışıyor.”
-The Globe and Mail
“Niko insanın zayıflığını kabullenişinin ve sürgünün acılarını
aşarak yoluna devam edişinin öyküsü.”
-The Montreal Gazette