Şu sana el sallayanlar
Parmakların mıydı?
Esaretle vedalaştığın mı sandın?
Ayakların prangadan
Sıyrıldı diye mi mutlusun yoksa?..
Kendini kandırma!..
Ellerin kelepçeden kurtulması
Değildir özgürlük!..
Çırpınan kanatlar
Alkış sesine dönüşüp ayaklarını yerden kesse,
Vuslata erdim sanma!..
Başını her kaldırışında
Gökyüzü göz kırpsa sana, özgürüm diye bağırsan
Kaç yazar!...
Ayak parmakalrın
Görünmez çamurdan,
Matarandaki son yudumu içersin…
Namlular soğuyup, barut kokusunu
Bahar yeli uçurduğunda,
zaferin şaşkınlığını
ve savaşın tatlı yorgunluğunu
ter içinde hissetmektir
özgürlük!..