“Çağları aşan bir kararın bir tek takvime, bir tek saate, çoğu kez de yalnızca bir tek dakikaya sıkıştırıldığı trajik ve yazgıyı belirleyici anlara, bireylerin yaşamında ve tarihin akışı içinde çok ender rastlanır. Ben böyle anları İnsanlık Tarihinde Yıldızın Parladığı Anlar diye adlandırdım; çünkü onlar, tıpkı yıldızlar gibi, hiç değişmeden geçmişin karanlığına ışık tutmaktadırlar. İşte bu kitabımla, değişik zamanlara, değişik bölgelere ait kimi önemli anları, İnsanlık Tarihinde Yıldızın Parladığı Anlar’ı anımsatmaya çalıştım. Kitapta yer alan tarihsel olayları anlatırken, gerçekleri hiçbir biçimde değiştirmedim, katkılarımla renklendirip zenginleştirmedim. Çünkü tarih, kusursuzluğa ulaştığı böylesine eşsiz anlarda, kendisine yardım için uzanan ellere gereksinim duymaz.”
Stefan Zweig, 14 ayrı tarihsel olayı, 14 biricik anı ele alarak, insan- oğlunun kaderle ilişkisine bambaşka bir açıdan bakıyor. Tarihe geçmek diye gözümüzde büyüttüğümüz olguların aslında nasıl da anlık kararlara, gecikmelere bağlı olduğunu, bir anlık hatayla koca imparatorlukların çöküvereceğini, her şeyin sonunda tarih denilen tozlu sayfalarda eşitleneceğini çok yalın bir anlatımla dile getiriyor.
Kimler yok ki bu anlık kararların, dönüm noktalarının eşiğinde karşımıza çıkanlar arasında: Fatih Sultan Mehmet, Napoléon, Goethe, Lenin, Dostoyevski, Tolstoy… Fetihler, keşifler, yıkımlar, büyük yaratıcılık anları…