Guzel Yahina’nın büyük bir yankı uyandırarak pek çok ödül alan, yirmiden fazla dile çevrilen, televizyon dizisine uyarlanan ilk romanı Züleyha Gözlerini Açıyor, Sovyetler Birliği zamanında, toprak sahiplerini mülksüzleştirmeye yönelik programın bir parçası olarak ücra bir Tatar köyünde yaşarken Sibirya’ya sürgüne gönderilen genç bir kadının yazgısını konu alır. Züleyha 1930 kışıyla başlayan ve 16 yıl süren bu hikâyede dışarıdaki dünyayı tanımaya, diğer sürgünlerle ilişkiler kurmaya çabalar. Zorlu koşullarla mücadele ederken, bir yandan da yaşam hakkını doğaya ve devlete karşı her gün savunmak zorundadır; kimliğini ve yaşamak için nedenlerini sorgularken anneliği, aşkı ve arkadaşlığı bulur, kendini özgürleştirir. Yazarın ailesinden de izler taşıyan Züleyha Gözlerini Açıyor, hayatta kalmanın değil yaşamanın, vicdanın uyanışının romanıdır.
“Trajik bir tarihi konunun büyük bir düzyazıya dönüştürülmesini sağlayan simyanın ortaya çıkması son derece zordur... Tanık olduğumuz şey çok güçlü bir ilk roman – çok uzun zamandır beklediğimiz türden. Ve önemli olan şey simyanın işe yaramış olması: Konu edebiyata yeniden nüfuz etmiş.”
Pavel Basinski
“Böyle genç bir yazarın, cehennemdeki sevgi ve şefkati göklere çıkaran böylesine güçlü bir eseri nasıl yazdığı benim için tam bir muamma…”
Lüdmila Ulitskaya