Kurban Said’in başyapıtı olan Ali ve Nino, ilk kez 1937’de Viyana’da yayınlandığında yüzyılın ölümsüz aşk romanlarından biri olarak değerlendirilmiş, Romeo ve Juliet, Rüzgâr Gibi Geçti, Dr. Jivago gibi unutulmaz aşk öyküleriyle kıyaslanmıştır. Egzotik çöl manzarasını
fon alan bu büyüleyici roman, farklı dinlerine, kültürlerine ve savaşa rağmen birbirlerine tutkuyla bağlı kalan iki insanın öyküsünü anlatır.
Hazar Denizi’nin kıyısında Bakü’de Asya ile Avrupa, Müslümanlık ile Hıristiyanlık, Doğu ile Batı iç içe ama karşı karşıya yaşamaktadır. Yüzü Doğu’ya dönük olan Ali Han Şirvanşir ile Avrupalı duyarlılığına sahip olan Nino Kipiani okul yıllarında birbirlerine âşık olurlar. Bu imkânsız aşkı yaşatabilmek, Doğu ile Batı arasındaki sınırı kaldırmak kadar zordur. Birinci Dünya Savaşı ve Rus Devrimi boyunca, Azerbaycan’ın da bağımsızlık savaşı verdiği bu kaotik ortamda Ali, Asyalı atalarının inançlarıyla Nino’ya olan bağlılığı arasında bir seçim yapmak zorunda kalır.
Binbir Gece Masalları tadındaki bu kitabın günışığına çıkışı en az Ali ve Nino’nun öyküsü kadar gizemli ve ilgi çekicidir. Bakü’de doğup Avrupa’da yaşayan Lev Nussimbaum ile Avusturyalı Barones Elfriede Ehrenfels’in "Kurban Said" imzasını kullanarak birlikte yazdıkları tahmin edilen romanın hangi bölümlerinin kimin kaleminden çıktığı yanıtlanamayan bir soru olarak kalmıştır.