bizler ‘doğumumuzu anlatmak için yaşarız’ evet.
toz kaplarken evin rüyasını
doğumumuzu anlatmak için katlanırız dünyaya.
aynı anda bakıp birbirimize
‘hiçiz evet’ dediğimiz o anda
bir rüzgâr eser portakal bahçelerinden
badem ağaçlarından bir rüya.
ve ben görürüm vadilerin serinliğini,
birbirimize varmamızın eşiğinde
sana gelmek için kat ettiğim
mesafeyi.
öyle ya, yakınlık ölçülmeye gelmez.