Yazarlar Listesine Dön

Yazar Tahsin Yücel

Yazar Tahsin Yücel

Türk öykü, roman, denemeci, eleştirmen ve çevirmen Tahsin Yücel 17 Şubat 1933’te Kahramanmaraş’ta dünyaya geldi. Çocuk yaşta babası ve iki kardeşini kaybetti ve bu ölümlerden çok etkilendi. Elbistan Gazi Paşa İlkokulu'ndan mezun olduktan sonra 1945’te Galatasaray Lisesi'ni kazanarak İstanbul’a geldi. Okul yıllarında arkadaşlarıyla beraber Galatasaray dergisini çıkaran Yücel, 1953’te mezun olup İÜEF Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne girdi. Üniversite yıllarında Varlık Yayınevi’nde çalışıp Galatasaray Lisesi’nin Ortaköy’deki şubesinde muallim muavinliği yaptı. 1960’da okuldan mezun olup aynı fakültede öğretim görevlisi olarak kaldı. 1969’da “Bernanos’un İmge Evreni” (L’Imaginaire de Bernanos) başlıklı teziyle doktorasını, 1972'de doçentlik ve 1978'de de profesörlük unvanlarını aldı.

1954’te yayımlanan ilk öykü kitabı "Uçan Daireler" ile beğeni topladı. 1955 yılında yayımlanan “Haney Yaşamalı” ile 1956 Sait Faik Hikâye Armağanı’na, 1958’de yayınlanan “Düşlerin Ölümü” ile Türk Dil Kurumu Öykü Ödülü’ne layık görüldü. Gök bilimi alanında çalışmalar yaparak adını duyurdu. 1983’te edebi kimliğinin başlangıcı olarak gördüğü “Ben ve Öteki” adlı öykü kitabını yayımladı. 1990’da “Yazı ve Yorum”, 1991’de ise “Eleştirinin ABC’si” adlı kitapları yayımlandı. 1992’de okurla buluşan “Peygamberin Son Beş Günü” ile Orhan Kemal Roman Armağanı’nı, 1999’da yayımlanan son öykü kitabı “Komşular” ile Dünya Kitap Dergisi Yılın Telif Kitabı Ödülü’nü aldı. Türk edebiyatının en ağır başlı, en kişilikli yazarlarından olan Yücel; toplumu, onu oluşturan bireyi ve halkı eleştiren kitaplar yazdı. Öykülerinden bazıları İsveççe ve Fransızcaya çevrilirken kendisi de çevirileriyle Türkçeye onlarca kitap kazandırdı. 2010’da yayımlanan “Sonuncu” adlı romanı son eseri oldu.

Kendini edebiyata adayan Tahsin Yücel, 22 Ocak 2016’da hayata gözlerini yumdu.

Tür: Öykü, roman, inceleme, deneme

Öne çıkan eserleri: Peygamberin Son Beş Günü, Komşular, Yalan, Aykırı Öyküler, Kumru ile Kumru

Bir alıntı: “Emekli lise müdürü Zekeriya Bey’in dünyasını değiştirmesi, silik bir öğrencinin okuldan ayrılması, sıradan adamın bir kenti bırakıp başka bir kente gitmesi gibi bir şey oldu. Yalan değil, evinde iki gün ağlayıp sızladılar ama gözyaşlarının, acılı sözlerin, üzgün üzgün boyun bükmelerin gösteriden başka bir şey olmadığı çabuk anlaşıldı”