1930'lu yıllarda adım adım yürüyoruz. Heider, Bush, Şaron, Le Pen... Birer birer sökün ediyorlar, hem de olanca pervasızlıklarıyla. Filistin, ABD'nin 11 Eylül'den sonraki yeni saldırganlığından ve Afganistan'daki intikam operasyonundan da cesaret alan Şaron'un ezme politikasıyla birlikte, aslında bütün ülkeler ve politikacılar açısından bir turnusol kâğıdı işlevi görüyor:
Tüm yeryüzünü bir "çıkar ağları"yla saran "yüksek politika"nın gerekliliklerine mi mahkûmsunuz, yoksa yarım yüzyıldır kendi anayurdu olan topraklarından sürülmüş, devletler katında çevrilen türlü dolaplarla hakları yok sayılan, her gün birkaç evladını toprağa vermeye alıştırılan, bunların üstüne bir de utanmadan "terörün müsebbibi" olarak gösterilmeye çalışılan bir halktan mı yanasınız?
Ya bizim izlediğimiz çizgi? Yerli yersiz her fırsatta halkının yüzde 99'unun Müslüman olmasıyla övünen, ama iş Filistin halkının gördüğü zulme karşı çıkmaya geldiğinde nedense aklına birdenbire Filistin'in devrimcilere kucak açtığından tutun da Ermeni lobisine karşı Yahudi lobisinin bizi nasıl desteklediğini getirip, Kıbrıs sorununda İsrail'in bizim tarafımızı tutmasına övgüler düzüp, İsrail'le ekonomik ilişkiler nedeniyle kem küm edercesine vaziyeti idare etmeye çalışan, ağızdan kazara bir defa "soykırım" çıkarıp sonra yedi defa özür dileyen bir başbakanla idare edilen bir ülke olan Türkiye'nin politikası?..
Yeni İntifada: İsrail'in Apartheid Politikasına Direnmek, Roane Carey'in derlediği ve Chomsky, Edward Said, Azmi Bişara, Ömer Barguti, Salman Ebu Sitta ve başka yazarların yorumları ve analizleriyle, Filistinli çocukların tanıklıklarının yer aldığı bir çalışma. Bu kitapta, Oslo anlaşmalarının içyüzü, Arafat'ın ve Filistin Yönetimi'nin basiretsizliği, Filistin halkının sefalet koşullarında süren direniş inadı, gencecik çocukların ölümle dans eden cesaretleri ve dünyanın dört bir yanında var güçleriyle çabalayan yardım kuruluşları, insan hakları örgütleri ve tek tek vicdanlı insanların olağanüstü koşullardaki özverili çabalarının hikâyesini okuyacaksınız.