Gazeteci Celal BaÅŸlangıç, PKK’nın “ilk kurÅŸun”u attığı 1984 yılından bu yana Türkiye’nin DoÄŸu ve GüneydoÄŸu’sundaki geliÅŸmeleri, çatışmaları, insan hakkı ihlallerini çok yakından izledi. Van’dan, Hakkari’den Bekaa Vadisi’ne; Dersim’den, Munzur’dan Irak Kürdistan’ına uzanan coÄŸrafyada yaÅŸayanları haberleriyle, röportajlarıyla, makaleleriyle tüm Türkiye’ye duyurdu. Hatta BaÅŸlangıç’ın bölgeden ilettiÄŸi haberlerin etkisi yalnızca Türkiye’yle sınırlı kalmadı, tüm dünyanın ilgisini çekti. Cizre’nin YeÅŸilyurt köyünde insanlara güvenlik güçlerinin dışkı yedirmesiyle ilgili haberinde olduÄŸu gibi.
Yalnızca bölgeye gidip gelerek deÄŸil, yıllarca bölgede yaÅŸayarak da izledi geliÅŸmeleri. Ä°ÅŸte Kanlı Bilmece bu gazetecilik çabasının, tarihin müsveddesini yazma uÄŸraşısının ilk ürünü. BaÅŸlangıç, bu kitabı PKK’nın silahlı eylemlere baÅŸladığı 1984’ten üç yıl sonra, “düÅŸük yoÄŸunluklu savaÅŸ”ın hâlâ sürdüÄŸü bugünlerden yirmi dört yıl önce yazdı. Ancak o gün yaptığı saptamalar, öngördüÄŸü tehlikeler günümüzde nasıl bir sorunla karşılaÅŸacağımızın altını çok belirgin bir biçimde çiziyordu.
BaÅŸlangıç, “Kürt Sorunu”nun o zamandan bugüne göz göre göre “büyütülmesine” ve günümüzde içinden çıkılmaz bir açmaza dönüÅŸmesine tanıklık etti. Bu kitap yazıldığında Kürt’e “Kürt” demek yasaktı. Dilleri, ÅŸarkıları yasaklıydı. Yani TC’ye göre Kürt yoktu.
O yıllardan bu yana Türkiye’yi yöneten asker ve sivil kadroların nasıl bir beceriksizlik, nasıl bir basiretsizlik, nasıl bir öngörü yoksunluÄŸu içinde olduklarının da bir kanıtıdır BaÅŸlangıç’ın yazdığı Kanlı Bilmece ve o günden bu yana deÄŸerinden hiçbir ÅŸey yitirmemiÅŸtir.